Türk edebiyatının ilk kadın şairi olan Nigâr hanımın (1856-1918) tam adı Nigâr Binti Osman’dır. Bir Macar babanın ve Türk annenin kızı olan Nigâr hanımın babası 1848 Macar özgürlük savaşında yer alan bir askerdir. Ayaklanmanın yenilgisinin ardından o da Osmanlı topraklarına sığınmış ve pek çok başka Macar ordusundan gelen asker gibi o da Türk adı alarak Osmanlı ordusuna katılmıştır. Yeni adıyla Osman Nihali Bey daha sonra bir Osmanlı hanımı olan Emine Rıfati Hanım ile evlenmiştir. İşte bu evlilikten olan Nigâr Hanım çok dilin konuşulduğu bir ailede büyümüştür. İlk kitabı olan Efsûs I, 1877’de yayınlanmıştır. Şiirinde batı şiiri tarzını benimsemiş olan Nigâr hanımın, modern Türk şiirinin ortaya çıkmasında çok büyük rolü vardır. Tiyatro eserleri de kaleme almış olan Nigâr Hanım tarafından yazılan günlük Dünya Savaşı öncesinde ve esnasında İstanbul’un gündelik hayatını anlatan tek belgedir. Bu günlük Trabzonlu edebiyat tarihçisi Nazan Bekiroğlu tarafından yayına hazırlanmaktadır. Nigâr hanımın evi, dönemin edebiyatçılarının ve toplumsal şahsiyetlerinin bir araya gelmesinde önemli bir yere sahip olmuştur. Nigâr hanım, Mehmet İhsan Bey ile evlendi ve üç çocukları oldu: Münir, Feridun ve Salih Keramet Nigâr, ancak çoğunlukla ayrı yaşadılar. Ölümünden sonra kendisinden kalan edebi ve şahsi belgeler bugün İstanbul’daki birçok kurumda bulunmakla birlikte, onun anısı, ağırlıklı olarak bir büstünün de bulunduğu Beşiktaş’taki Aşiyan Müzesinde yaşatılmaktadır. Bu bina aynı zamanda Nigâr hanımla aynı dönemde yaşamış olan batı tipi yazın hayatının önemli isimlerinden Tevfik Fikret’in (1867-1915) de yaşadığı ev olup 1945 yılından bu yana Edebiyat Müzesi olarak faaliyet göstermektedir. Salih Keramet Nigâr annesinden kalan edebi mirası 1959 yılında müzeye bağışlamış, böylece müzede şair için bir oda hazırlanmıştır.